pazarlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pazarlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10.1.20

2020 İçin Seo Odaklı İçerik Pazarlama Önerileri


Malumunuz, dijital pazarlama dünyasının en eski mottolarından biri; “İçerik kraldır.” Madem öyle, yeni yıla sayılı günler kala 2020 için seo odaklı içerik açısından birkaç tespit ve öneri yapalım istedim. Uzun bir aradan sonra yeniden Branding Türkiye’de içerik yazmak ve sizlerle buluşmak çok keyifli; bunu da ek olarak belirteyim.
Makaleye içerik pazarlaması kavramını kısaca tanımlayarak başlayalım.

En Yalın Tanımıyla İçerik Pazarlaması

“İçerik Pazarlaması” terimine aşina olmayanlar için kısa ve basit bir tanım yapacak olursak; açıkça tanımlanmış bir kitleyi çekmek ve elde tutmak için değerli, alakalı ve tutarlı içerik oluşturmaya ve çeşitli kanallar üzerinden yine düzenli ve tutarlı şekilde servis etmeye odaklanan bir pazarlama yaklaşımıdır. İçerik pazarlamasının özünde kaliteli, özgün, hedef odaklı içerik üretmek kadar uygun içeriği doğru mecrada servis etmek de önemlidir. Daha önce Branding Türkiye içerisinde değindiğimiz üzere “İçerik kralsa mecra da kraliçedir.”
Özellikle deneyimli bir ekiple ya da ajansla çalışmak yerine kervanı yolda düzmeye çalışan birçok şirketin düştüğü hata ise, içerik deyince akıllarına sadece makale yazmak geliyor olmasıdır… Oysa, metin odaklı içerikler; aynı zamanda görsel, grafik, video, gif, ses unsurları ile birlikte kullanılabilir.
İçerik pazarlamasını tanımlayıp birkaç önemli detaya kısaca değindikten sonra artık 2020 için seo odaklı içerik konusuna geçebiliriz. Evet, 2020’ye sayılı gün kalmışken, global markaların içerik pazarlama hususunda 2020’de hangi trendleri takip edeceğini inceleyelim.

Hedeflenmiş İçeriklerin Önemi Artıyor

Hedeflenmiş içeriklerin önemi artıyor. Fakat tabii ki bu yenilik yahut trend değil. Gel gelelim bunun hala yeterince iyi ve etkin uygulanmadığını da belirtmek isterim. Tabii ki içerik kral; tamam, çok haklısınız… Fakat asıl problem, artık her yer 360 derece içerikle dolu. Haliyle artık birbirinin aynısı diyebileceğiniz içerikler çoğunlukta. Dolayısıyla hedef kitlenizin büyük bir kısmı -onları çok ilgilendiriyor olsa bile- içeriklerinize hiç denk gelmiyor. Tüm bunları göz önünde tutunca içerik, reklam ve marka mesajı bombardımanı arasında kalan ve kısıtlı vaktiyle ihtiyacı olan içeriğe ulaşmak isteyen kullanıcıların yaşadığı zorluğu tahmin etmek zor değil.
Eskiden içerik üretirken, ilgili kullanıcıların gelip o içeriği bulması, görmesi yahut keşfetmesi yeterli idi. Ancak artık her gün milyonlarca içerik üretiliyor. Haliyle, içerik pazarlama çalışmalarını ayrı ayrı ele alarak hedef kitleler özelinde, daha kişiselleştirilmiş şekilde içerik üretmek ve bunları servis etmek zorundayız. Ancak bu şekilde hedef kitlemizle aramızdaki mesafeyi daraltabiliriz.

Görsel İçeriklerin Daha Etkili Kullanılması

Fotoğraf, infografik, gif ve benzeri öğelerin içerik pazarlamasındaki önemi tartışılmaz… Ancak, hala doğru ve kaliteli içeriğin önemi hakkında pek fazla bilgiye sahip değilseniz, işte birkaç bilgi:
  • Resim içeren blog içerikleri, diğerlerinden %94 daha fazla görüntüleniyor.
  • İyi tasarımlar daha fazla beğeni ve paylaşım alıyor. Görsel içeren Facebook gönderileri, içermeyenlere oranla %86 daha fazla ilgi görüyor. Aynı şekilde gif içeren tweetler, %55 daha fazla tıklanıyor. Ayrıca bu içerikler diğerlerine kıyasla %150 daha fazla retweet alıyor. Kısacası görsel unsurlar, marka kimliğini güçlendirmek adına önemli kaynaklar.
  • Blog içeriği üretenler genelde uzun içerikler üretmekten kaçınmaz ancak her uzun içeriği okumaktan hoşlanmayan site ziyaretçileri için ne yapabiliriz? Tabii ki görsel anlatım…
İyi bir içerik pazarlamasının, mutlaka iyi görsellere sahip olması gerekir. Peki buna nasıl karar vereceğiz? Bu noktada en mantıklı taktik, rakiplerinizin içeriklerini incelemek ve fikirlerini takip etmek olacaktır. Bunun için kadrolu bir görsel tasarımcınız varsa ne ala… Ancak yoksa, Infova ve Canva gibi online tasarım araçlarını incelemenizi öneririm. Kolayca görsel içerikler hazırlayabileceğiniz şablonları keşfedip hemen içeriğinize uygun görsel üretmeye başlayabilirsiniz.

Canlı Videolar… Video İçeriklerimiz

Dijital pazarlama dünyasının iddiasına göre, 2021 yılına kadar küresel çapta internet trafiğinin %13’ü canlı video yayınlarından sağlanacak. Şimdilik bu bir öngörü fakat son 10 yıl içerisinde sosyal medyada üretilen içerik trendlerinin ne yöne doğru gittiğini bir düşünürsek, aslında yüksek ihtimalle gerçekleşecek bir öngörü diyebiliriz.
Şimdiden içerik planları, ekipman araştırmaları ve mini bir çekim alanı (stüdyo) hakkında düşünmeye başlasak fena olmaz, öyle değil mi? En azından bu satırları okuyorsanız, belki de rakiplerinizin henüz haberdar olmadığı bir öngörüden haberdar olup bunu avantaja çevirebilirsiniz.

Uzun Kuyruklu Anahtar Kelime Kullanımı

SEO ile yakından ilgiliyseniz, zaten bu konudan haberdar olmalısınız. Uzun kuyruklu kelimeler, rekabet bakımından jenerik anahtar kelimelere göre daha avantajlı olabilir. Özellikle de SEO çalışmasına yeni başlayan markalar için…
Üstelik, sektöre bağlı olarak uzun kuyruklu kelimelerin aranma hacimleri daha yüksek de olabiliyor. Uzun kuyruklu ve semantik kurallara göre hazırlanmış içerikler, aynı zamanda sesli sorgular için de avantaj sağlayacaktır.

Kişiselleştirilmiş Müşteri Deneyimi

2020 SEO Odaklı İçerik Önerileri listemizdeki bir diğer öğe de, özelleştirilmiş müşteri deneyimidir. Dijital pazarlamanın evrimi ile içerik sadece tüketilen değil, aynı zamanda deneyimlenen bir olgu haline geldi. Duyulara hitap eden içerik pazarlama stratejileri, kullanıcıları harekete geçmeye teşvik etmenin en etkili yolu olarak görülmektedir.
Hedef kitlemizin makaleleri sadece okumaktan memnun olduğu günler geride kaldı. Artık daha fazlasını istiyorlar ve bunu yapmanın tek yolu, bu müşterilere marka için önemli olduklarını ve fikirlerinin önemsendiğini gösterecek bir deneyim sunmak. Çekiliş ve yarışmalardan oyunlaştırmaya, anketlerden VR teknolojileri ile sunulan içeriklere kadar, uygun olan her materyali aynı zamanda deneyim pazarlaması haline getirebiliriz.

Teknoloji… Bir Noktada Herkesin İlgisini Yakalayabilir

5G teknolojisi, 2020 yılından itibaren markaların pazarlama faaliyetlerinde de önemli rol alacak. Özellikle sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin içerik pazarlama odağında sağlayacağı 3 önemli avantajdan bahsedebiliriz:
  • Satın almaya niyetli potansiyel müşteriler daha kişisel bir deneyim yaşayacak.
  • Ayrıca, gerçek zamanlı deneyim sunma imkanı söz konusu… Mesela farklı renkte, farklı numara bir ayakkabının artırılmış gerçeklik ile deneyimlenmesi ve satın alınması gibi.
  • Ürün hakkındaki bilgi ve detayların deneyim esnasında değişmesi, geliştirilmesi.
2020 yılından itibaren, beklentiler premium seviyede sunulacak birçok içeriğin yazılı (metin) olmayacağı yönünde… Tabii global çapta düşünülen bu beklentilerin Türkiye pazarında ne oranda gerçekleşeceği kocaman bir muamma!

Özet Olarak, 2020 İçin Seo Odaklı İçerik…

2020 için seo odaklı içerik konusunu toparlayacak olursak; daha zengin, daha kişiselleştirilmiş, daha teknolojik, daha gerçek zamanlı ve tüketimi çok daha zahmetsiz içerikler 2020 yılından itibaren içerik pazarlamasının stratejik parçalarından biri olacak. Bir ufak not düşelim buraya; bazı maddelerin SEO ile ilgisi nedir diye sorabilirsiniz. Son derece haklısınız.
Arama motorları, hatta Google özelinde konuşursak, Google Arama Motoru, teknolojiyi yakından takip eden bir marka. Bugün başarılı sonuç veren SEO çalışmalarına bakacak olursak, hepsinin ortak noktası, teknik anlamda SEO gerekliliklerini yerine getirmiş olmalarının yanı sıra, kullanıcı deneyimine odaklanmış olmalarıdır.
Özetle; kullanıcılara fayda sağlayan, sevilen, beğenilen, uzun süre geçirilen, paylaşılan, etkileşim alan içeriklerin Google nazarında büyük öneme sahip olduğunu unutmamak lazım.

Derhal Vazgeçilmesi Gereken Pazarlama Söylemleri


Malumunuz, Web 2.0’dan önce pazarlama 1.0 olarak adlandırdığımız kavram vardı ve tek yönlü bir iletişim söz konusuydu; esasen tek yönlüsüne iletişim de denemez ya neyse… Yani bugünkü gibi bir iletişim, etkileşim, anlık reaksiyon kavramlarından bahsetmek mümkün değildi. Marka (reklamı yani) çıkar TV’ye, radyoya, gazeteye “mükemmel kusursuz eşsizlikte fevkalade harika süper” ürünlerinden bahsederdi bizler de dinlerdik/okurduk.
Pazarlama 2.0 dediğimiz döneme, yani bugünümüze baktığımızda interaktif pazarlama için aynı şeyin geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz? “Mükemmel kusursuz eşsizlikte fevkalade harika süper ürünümüz” dediği anda bir marka, memnun olmayan yüzlerce kullanıcısı tarafından sosyal medyada linç edilir mi? Hem de nasıl edilir!
Pazarlama değişiyor, reklam, iletişim yaklaşımları değişiyor; gelişiyor. Tabii, bu durumun üzerinde en çok etkisi olan şeylerden biri de tüketici faktörü desek yanlış olmaz. Tüketim ve satın alma alışkanlıkları da değişiyor; başka bir yöne doğru evriliyor ekosistem… Peki “bazı markalar” bu ekosistemin birer parçası olmaya çalışırken niye hala klişe söylemlerden vazgeçemiyor?
En İyi X Şirketi
Zaten hiç kimse “Benim ayranım ekşi” demez; orada hemfikiriz. Ama bu “Biz en iyisiyiz”tatavası eskimedi mi? Dahası, bu tür söylemler yıllarca kullanıcıların güvenini kıran firmaların reklamlarında kullanılmadı mı?
Scientific Advertising kitabının yazarı Claude Hopkins, bu tür klişelerin kullanılmaması gerektiğini özellikle vurguluyor ve bir marka kendisini övdüğünde çoğunlukla tüketiciler üzerinde olumsuz izlenim bıraktığını belirtiyor.
Bu söylemin farklı varyasyonları da var; “En gözde”, “Dünyanın Lider x Firması” gibi.
Hani iddia sahibi, o iddiasını kanıtlamak zorundadır ya; bu tür bir mottoyu sahiplenecek olan markanın ödüllerle, otoriter belgelerle, 5 yıldızlı kullanıcı yorumlarıyla ve referanslarıyla bu iddiasını ispat etmesi gerekli. Hatta o zaman bile “en iyiyiz” iddiası, tam olarak tüketiciyi ikna edecek bir faktör olmayabilir. En doğrusu, müşterilerin memnuniyetine gözler önüne sermek ve kendi kendini “en iyi” ilan etmek yerine bu şerefi kullanıcılara bırakmaktır.
Tüm İhtiyaçlarınız İçin Tek Adres
Nasıl yani? Bizim mahalledeki milyoncu gibi mi?
“İhtiyacınız olan her şey burada” klişesi 1920’lerin başında dünyanın bazı noktalarında özellikle otomotiv sektöründe kurgulanmaya çalışılmış. Birden fazla hizmetin tek noktada sunulmasından kasıt; araç satışı, bakım, tamir, temizlik gibi.
Ancak yapılan incelemeler sonucu görülüyor ki, bu bir avantajdan ziyade dezavantaj oluşturuyor. Zira, tüketicilerin gözünde işletmeyi çaresiz veNe iş olsa yaparız” konumuna getiriyor; diğer bir deyişle, işi almak çaresizce başvurulmuş bir söylem imajı çiziyor.
Bir işletme gerçekten de her alanda uzmanlığını sergileyebilecek alt yapıya sahipse bile, bunu söylemenin daha uygun yollarını bulması gerek. Birkaç global örnek vermek gerekirse, Wallmart’ın “Tasarruf et; daha iyi yaşa”, Amazon’un “Everyting Store Where People Come To Discover Anything They Want”Target’in “Fazlasını iste, daha az öde” sloganlarını görebiliriz.
Yeni ve Daha Gelişmiş
Nasıl yani? Daha önce sizden ürün alanlar pişman mı olmalı? Eski müşteriler üzerinde böyle bir olumsuz etki yaratmamak için, ürüne ya da hizmete eklene yeni özellikleri anlatmak daha uygun olacaktır. Böylece müşteriler de, daha önce aldıkları ürünün de iyi olduğunu, fakat yeni eklenen özelliklerle yeni ürünün daha nitelikli olduğunu düşünebilirler.
Mükemmel Müşteri Hizmeti
Zaten, niye harika bir müşteri hizmeti sunmayasınız ki? Bu detay, tek başına bir firma için “satış teklifi” arz etmediği gibi, zaten sunulması gereken bir hizmettir. İlla bu detay belirtilecekse, müşterilere sunulan harika hizmeti daha spesifik bir şekilde açıklamak daha doğru olacaktır. Mesela “Sorgusuz sualsiz iade garantisi”. Tabii ülkemizde tüketici kanunlarına göre her ne kadar bazı firmalar uymasa da, müşterilerin ürünü sorgusuz sualsiz iade etme hakları mevcut.
Tüketiciler, ihtiyaçlarına tam olarak cevap verebilen ürünler satın almak ister; kısaltacak olursak “ikna olmak” isterler. Bu tür genel ifadeler, insanların markaya güven duyması için tek başına yeterli değildir. Esasen, ürün sunduğu deneyim ve beklentiye verdiği cevap, müşteriye verilen en kusursuz hizmet olacaktır.
X Konusunda Köklü Firma
Müşteriler şirketin kökünü, kuruluş hikayesini, nasıl geliştiğini, vizyonunu sandığımız kadar önemsemiyor. Günümüzde tüketicilerin önemsediği tek şey kendileri. Sadece sunduğunuz ürünlere veya hizmetle ilgileniyorlar.
Firma / marka hakkında bu detaylara girmek yerine, tüketiciye sunacağı değerleri anlatmak daha doğru bir yaklaşım olur. Böylece, salt ürünle beraber ayrıca bir katma değer oluşturmuş olursunuz.
İlk Arayan X Kişiye
İndirim ya da x fırsatı arayan ilk bilmem kaç kişiye vermek, diğer bir deyişle kıtlık psikolojisi, insanların kaçırma korkusunu tetikleme çabaları da eskimeye yüz tutmuş yöntemlerden birisi. En azından bu söylem biçimiyle artık eski etkiyi yaratmak mümkün değil diyebiliriz.
En azından, yaratılan kıtlığın daha inandırıcı olması gerekli. Örneğin e-ticarette “Stoktaki son 5 ürün” ya da “Ücretsiz kargo için son 24 saat” gibi ibareler, gerçek bir kaçırma korkusunu tetikleyebilir. Airbnb örneğine bakacak olursak, “Son x süre içerisinde bu eve şu kadar kişi baktı”ibaresinin kullanılması, pekala daha isabetli bir yaklaşım olacaktır.
Sonuç olarak, pazarlama trendleri değişiyor olsa da, pazarlama her zaman aynı amacı taşıyor; “Tüketiciyi tavlamak.” Tabii oyunun kuralları değiştikçe, kullanıcı alışkanlıkları değiştikçe, potansiyel müşterileri tavlamanın yolları da değişiyor. Klişeler yerine biraz daha yaratıcı, daha kullanıcı odaklı söylemler kullanmakta fayda var.
Bu yazı ilk defa şurada yayınlandı:


16.10.18

Türkiye’de İlk Ve Tek: Dijital Markalaşma Eğitimi | DME


Branding Türkiye’deki akademisyen ve uzmanlar tarafından özel olarak hazırlanan ve Türkiye’nin seçkin üniversiteleri tarafından sertifikasyonu sağlanan “Dijital Markalaşma Eğitimi | DME”, konsept bir eğitim olmasının yanı sıra kapsamlı müfredatıyla Türkiye’de ilk ve tek olma özelliği de taşıyor.
Bütünleşik pazarlama mecrası Branding Türkiye tarafından hazırlanan “Dijital Markalaşma Eğitimi | DME”nin müfredatı dijital pazarlama ve marka yönetimi / iletişimi odağında bir içeriğe sahip. Eğitimin içerisinde “Dijital” ve “Markalaşma” ile ilgili 28 Konu yer alıyor. Böylesi kapsayıcı bir müfredata sahip eğitimin toplam süresi ise 150 saat. Sektör profesyoneli ve akademisyenlerden oluşan 6 eğitmen ile sektörün öncü firmalarının CEO ve yöneticilerinden oluşan 6 konuşmacı ile gerçekleşecek olan Dijital Markalaşma Eğitimi | DME, bu yönleriyle Türkiye’de ilk ve tek olma özelliği taşıyor.
Dijital Pazarlama Uzmanı, Marka Danışmanı, Yazar Mürsel Ferhat Sağlam tarafından kavramsallaştırılan “Dijital Markalaşma”dijital (dijital pazarlama) ve markalaşma (marka yönetimi) kavramlarının bütünleşik bir anlayışla yeniden yorumlanmasını temsil etmektedir. “Dijital Markalaşma Eğitimi | DME” ise tıpkı kavramın özünde olduğu gibi dijital ve markalaşmaolmak üzere bu 2 çatı kavramın içerisinde yer alan tüm süreç, uzmanlık ve kavramlara yönelik teorik ve pratik bilgiyi içeriyor.
DME, 3F Fenomeni’ne Uygun Olarak Hazırlandı
Branding Türkiye’nin misyonunu özetleyen 3F Fenomeni, Branding Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Mürsel Ferhat Sağlam tarafından kavramsallaştırılarak literatüre kazandırılmıştır.
3F Fenomeni temelde 3 değeri barındırmaktadır Bunlar; “Fikir — Fayda — Farkındalık”tır. “Dijital Markalaşma Eğitimi (DME)”, müfredatı da 3F Fenomeni adı verilen disiplin doğrultusunda özel olarak hazırlanmıştır
Bilgi Ve Ön Kayıt : dme@brandingturkiye.com
Detaylar : Eğitim detayları için buraya tıklayın.
Dijital Markalaşma Eğitimi Hakkında
“Dijital Markalaşma”, dijital (dijital pazarlama) ve markalaşma (marka yönetimi) kavramlarının bütünleşik bir anlayışla yeniden yorumlanmasını temsil etmektedir. Bütünleşik pazarlama adı verilen çatı kavramın bir alt öğesi olan ve bu yönüyle çatı bir kavram olma özelliği taşıyan “dijital markalaşma”, Branding Türkiye, tarafından kavramsallaştırılmıştır. “Dijital Markalaşma” kavramına dair akademik ve sektörel bilgiyi içeren “Dijital Markalaşma Eğitimi (DME)”nin müfredatında; dijital pazarlama ve marka yönetimi ile ilgili tüm konu başlıkları yer almaktadır. Branding Türkiye, DME adlı konsept eğitimin tek hak sahibidir. Bu eğitim kapsamında dijital pazarlama ve marka yönetimi ile ilgili bütün disiplinler, sektör profesyoneli ve akademisyenlerden oluşan uzman bir ekip tarafından verilmektedir.

20.9.18

Growth Hacking Büyüme Modeli ve Örnekler


Growth Hacking, yaygın bilinenin aksine bir sihirli değnek, korsanlık falan değildir. Girişiminizi kısa sürede arşa yükseltecek bir “taktikler” bütünü de değildir; zira başarılı girişimlerin kullandığı her yöntem, her girişim için uygulanamaz. İşin sırrı, imrenerek izlediğimiz o başarılı girişimlerin de yaptığı gibi, kendi ihtiyaçlarımıza uygun metodolojiyi geliştirmek aslında. Elbette böyle kapsamlı bir pazarlama metodolojisi de, ancak alanında yetkin ve deneyimli bir ekiple mümkün oluyor.
Growth Hacking, gelir modeli internete dayalı olan bir girişimin büyümesini sağlayacak kısa yolları bulmak ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. Yazılımdan tasarıma, kullanıcı deneyiminden yaratıcı pazarlamaya, otomasyonlara kadar geniş bir alanda at koşturup tüm kozları akıllıca kullanmaktır. Bugün bütünleşik dijital pazarlama iletişimi sürdüren birçok uzmanımızın (!) kendisini Growth Hacker olarak tanımlaması ise tamamen kavram karmaşası yaşamalarından kaynaklanıyor. Elbette planlı, sistematik bir yol haritası izlenmeli Growth Hacking sürecinde; bu işin teknik kısmı. Fakat yukarıda da belirttiğim gibi, Growth Hacking bir taktikler bütünü değildir. Bir düşünce biçimi, bir yaklaşımdır aslında.

Growth Model — AARRR

AARRR, genel itibariyle Growth Hacking operasyonlarında benimsenen büyüme modelinin kısaltmasıdır:
Acquisition: Potansiyel kullanıcıları çekme,
Activation: Ürüne çekilen kullanıcıları aktifleştirme,
Retention: Kullanıcıların ürünü/hizmeti tekrar tekrar kullanmasını sağlama,
Referral: Kulanıcılar üzerinden yeni kullanıcıları kazanma,
Revenue: Kullanıcılardan gelir elde etme.
Growth Hacking sürecinde genel itibariyle tüm dikkatler bu 5 adım üzerine yoğunlaşır ve her adım için ayrı önermeler, ayrı testler, ayrı geliştirmeler uygulanır. Tatminkar test sonuçlarından sonra da, tüm bu parçalar bir bütünü oluşturarak büyümeyi sağlar. Şunu da belirtmeliyim ki, bu çalışmalar birkaç defa yapılıp bırakılan bir iş değil, devam eden bir süreçtir.
İşte sırf bu nedenden dolayı, yıllarca deneyim kazanmış bir ekibin aylarca üzerinde çalıştığı ve test ettiği Growth Hacking süreci, bir kursla ya da özel dersle tek seferde öğrenilebilecek bir şey değildir.
Not: Growth Hacking, aslında gelir modeli internete dayalı girişimler (ör:SaaS projeleri, mobil uygulamalar, mobil oyunlar gibi) için uygulansa da, bazı yöntemler ve prensipler e-ticaret siteleri için de uygulanabilir.

Örneklerle Growth Hacking

Dilerseniz dünyada Growth Hacking alanında ne tür çalışmalar yapılmış, biraz örnekleri inceleyelim. Böylece, bu kavramı ilk kez duyanlar için de pratikte her şey daha anlaşılır olacaktır ve Growth Hacking çerçevesinde nasıl bir bakış açısına sahip olunmalı, ne tür yaklaşımlar var, daha net canlanacaktır.

Fake It All — AARRR (Potansiyel Kullanıcıyı Çekmek)

Benim en sevdiğim yöntemlerden bir tanesi. Kısaca “-mış gibi göstermek”. Ne kadar süslü bir isme sahip olsa da, özünde Growth Hacking yaratıcı pazarlama stratejilerine sahiptir; yani her yol pazarlamaya çıkıyor. Pazarlama ise, hedef kitleyi tavlama sanatı olduğu için insanların düşünce biçimini öngörebilmek ve algılarına hitap edebilmek çok önemli.
Fake it All ise, doğrudan bu algıya hitap ediyor.
Danimarkalı girişim Pipetop, iletişim sayfasında farklı ülkelere ait telefon numaraları sunarak yelpazeyi geniş tutmakla kalmıyor, aynı zamanda çok şubeli, çok dilli hizmet sunan bir dünya markası olduğunu gösteriyor. İşin gerçeği ise, kullanılan numaraların tamamının sanal telefon numarası olması. Potansiyel kullanıcıyı çekmek adına, özellikle de B2B alanında hizmet veriyorsanız, epey işe yarar bir yöntem diyebiliriz.
Topluluk Oluşturarak Etkileşim Yarat — AARRR (Kullanıcıların Ürünü Tekrar Kullanmasını Sağla)
Kiminle etkileşim? Markayla, ürünle ve gerekirse kullanıcıların birbirleri ile etkileşimini sağlamak. Kullanıcıların ürününüzle tekrar tekrar etkileşime girmesinin tek yolu vardır: FAYDA. Faydayı görürse severek kullanmaya devam edecektir.
Bir Slack grubu, belki ürün içi yardımlaşma platformu ya da ürün kullanıcıları ve potansiyel kullanıcıları artırmak için bir forum kullanabilirsiniz. Örneğe bakacak olursak:
Unbounce’un kullanıcıları için oluşturduğu forumda, topluluk üyeleri kendi aralarında Dönüşüm Oranı Optimizasyonu üzerine sohbet ediyor; yardımlaşıyor. Unbounce, özelleştirilmiş landing page oluşturabileceğiniz ve dönüşüm oranlarınızı optimize edebilmeniz için birçok farklı test özelliği olan çok kullanışlı bir hizmet. Tam bir hedef kitle / topluluk / ürün uyumu söz konusu.

Sosyal Medya Hacking

Ücretli İçerikler Üretmek
80/20 metodunu biliyoruz değil mi? Bu kez, insanların gerçekten görmek isteyeceği bir içeriği (blog yazısı örneğin) %80 ve %20 oranlarında bölüyoruz.
%20’lik kısım, herkes tarafından okunabilir, kilitli olmayan bölümümüz olacak. Kalan %80’lik bölümü okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıda yer alan örnektekine benzer bir pencere ile karşılaşacak.
Şu uyarıyı yapmam lazım; bu gerçekten riskli bir uygulama. Sayfadaki hemen çıkma oranını (Bounce Rate) bir anda artırabilir. Bu nedenle, içeriğinizin kalitesinden ve gerçekten okunmak isteneceğinden emin olmalısınız.
Ülkemizde ben bu yöntemi daha çok ücretsiz kitaplar, pdf dökümanlar sunan sitelerde gördüm. Mesela bir e-kitabı ücretsiz indirmeniz için sizden e-postanızı ya da içeriği twitterda paylaşmanızı isteyebiliyorlar (Pay with a Tweet). Bu yöntem size bir anda yüzlerce takipçi kazandırmaz ama epey paylaşım elde etmenizi sağlar. Haliyle bu yöntemi düzenli uygulamak için düzenli olarak ücretsiz PDF dökümanlar ciddi bir iş yükü getireceğinden, enerjinizi kaliteli blog içeriklerine harcayarak düzenli paylaşım elde edebilirsiniz. Google botlarının gözünde kazanacağınız değer de cabası

Twitter’ı Arama Motoru Gibi Kullanın

Kafanız karışmasın, hemen açıklayalım. Tıpkı Google kullanır gibi, belli bir konuyla ilgili anahtar kelimeyi Twitter’da aratabilir ve hedef kitlenizle doğrudan iletişime geçebilirsiniz. Şu an aktif olarak çalıştığım kendi sektörümden (kozmetik/cilt bakımı) örnek verecek olursam:
Cilt bakım ürünleri satışını yaptığımız bir e-ticaret sitemiz var diyelim. Sivilce karşıtı yeni ürünümüzü ihtiyaç sahiplerine satmak ya da PR değeri olan bir kullanıcıya hediye etmek istiyoruz. Twitter’ın arama kısmına “sivilce” yazdığımda birebir iletişime geçebileceğim kişileri bulmam çok daha kolay oluyor.
Aslında sayfalarca örnek var ama yazıyı da fazla uzatmak istemiyorum. Bir bakış açısı, bir düşünce biçimi olarak Growth Hacking nedir, ne değildir daha net anlaşılmıştır diye umuyorum. Yıllardır temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önünüze sürdükleri “AirBNB’nin taktiği, Dropbox’ın yöntemi” gibi örneklere alternatif olabilecek yöntemler sunmaya çalıştım. Bundan sonra da fırsat buldukça güzel ve kullanışlı örnekler paylaşmaya devam edeceğim.
İlk kez burada yayınlandı:
https://pazarlamaturkiye.com/growth-hacking/growth-hacking-buyume-modeli-ve-ornekler/

Disqus Shortname