11.9.17

E-Ticaret Yapanlar Nasıl Suistimal Ediliyor? (Kendine Content Marketing)


Evet, Kendine Content Marketing, bu kavramı yeni buldum. “Kendine Müslüman” gibi düşünün. Son zamanlarda hayli rahatsız edici birkaç manzarayla karşılaştıktan sonra bu yazıyı yazmadan edemedim. Bu yazıda geçen kurumların ve karakterlerin hiçbiri hayal ürünü değildir.
Beni tanıyan vardır, tanımayan vardır. Öyle sektörün meşhur isimlerinden değilim ancak sektördeki “hemen hemen” herkesi gıyaben tanırım, takip ederim. Ne yazmış, ne yapmış, ne okumuş, ne anlatmış v.s. bilirim. Mümkün mertebe meetup’lara, zirvelere, seminerlere iştirak etmeye çalışırım –ki taze bir beyinden taze bir fikir ya da eski bir beyinden kıymetli bir tecrübe gelir de zenginleşiriz belki.
Ne var ki, bu gidişat giderek mide bulandırıcı bir hal almakla beraber, bazı tanınmış isimlerin de iştirak ettiği organizasyonlar nedense hiç kimsenin gözüne batmıyor. Kendi kendime dedim ki “Bunu sadece ben görüyor olamam! Yok, benden başka kimse bunu dile getirmiyorsa, o zaman ben yanlış görüyorum”. Ama yok hocam, bu iş öyle yanlış görmekle, yanlış anlamayla olacak iş değil; burada iyi niyet kılıfına sokulmuş bir suistimal söz konusu.
Bizzat tanıdığım ya da sosyal medyadan tanıdığım, kaliteli eğitimler düzenleyen arkadaşlarım var, onları tenzih ederek –ki kendini bilen zaten bu yazıyı üstüne alınmaz — durumu biraz daha açalım.
“Eğitim” gibi ya da “Seminer” gibi isimlerle ücretli / ücretsiz etkinlikler düzenleyip, sadece konuşmacıların kendi firmalarının reklamını yaptığı o içi boş saçmalıkları zaten bir süredir biliyoruz değil mi? Bildiğimiz “Content Marketing” işlemlerini kendilerine uyarlamış, kendilerini pazarlıyorlar. Bunun en uç, en etik dışı (bence) haline ise yakın zamanda şahit oldum.

Nasıl Yapılır?

1. Aynı sektörden (burada sektörümüz e-ticaret) insanların ortak hedefine odaklan. Ama bu ortak hedef öyle böyle değil, hem iştah kabartan bir yanı var, hem de milli duyguları falan kabartıyor bir anda kendini önemli bir sistemin parçası sanıyor katılımcılar.
2. Bu ortak hedefe giden yolda fikir önderi sayılabilecek, sayılmasa da o şekilde tanınan insanları etrafına topla.
3. Bu insanlarla beraber bir etkinlik düzenle. Bu etkinlikte insanların iyice iştahını kabart. Hepsi, ortak bir amacın ve önemli bir davanın parçası olduğuna inansın.
4. Bu arada, “ortak payda sahibi ” dediğimiz kişiler, etkinlik sahiplerinin hedef kitlesi. Telefonlar, mail adresleri, isimler gibi epey bir datayı topla.
5. Şaaak! İkinci etkinlik ücretli + hemen bir “eğitim programı” oluşturulmuş; o da ücretli, eğitimin içeriğindeki her şey “bi arka mahallede” ücretsiz :)
6. Eğitim programındaki “eğitmenler” ve eğitimin “konu başlıkları”, sadece kendi firmasını/ürününü pazarlayacak ya da satacak şekilde seçilmiş. Yani katılımcılar bu eğitime ücret verecek; ücretli olarak reklam dinleyecek. Üzücü olan ise şu, e-ticaret yaptığını söyleyen bu yüzlerce kişilik gruptan birisi de çıkıp “Aga bu nedir?” demedi henüz; merakla bekliyorum.
Uzun lafın kısası, organizasyon sahipleri enfes bir “content marketing” yaptı; şapka çıkarılır. Ancak ne kadar etik, tartışılır.

Not: Bu yazıyı dikkat çekmek, birilerine sataşmak için yazmadım, kaç kişi okur onu bile bilmiyorum. “O bir kişi” bile okuyup uyansa yeterlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Disqus Shortname